Çokluk içinde Birlik Siyaseti, baskıcı bir iktidar aracı olarak değil; teklif ve izah edici bir ikna aracı olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, Türk Milleti'nin çıkarlarını korumak adına 'Çokluk içinde birlik' prensibi mucibince, her türlü siyasi görüş ve kavrayış biçimini meşru ve makul kabul ediyoruz. Çoğunluğun yönetme hakkına saygı duyarak, herkesi kucaklayan çoğulcu demokrasi anlayaşını hayata geçireceğiz._

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ, İSTANBUL İL BAŞKANLIĞINDA BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, İstanbul İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye gündemini değerlendirdi. Toplantıda iş güvenliği, asgari ücret, emekli maaşları, sanayicilerimizin ve esnafımızın sorunları, Suriye’deki gelişmeler ve sosyal adalet konularında önemli mesajlar verdi.

“Alın terinin karşılığını almak herkesin hakkıdır.”

Genel Başkanımız, işçi haklarına ve iş güvenliğine ilişkin konuşmasında, madencilik sektöründe yaşanan kazalara dikkat çekti. “Madencilik sektöründe ölüm oranlarının yüksek olduğu ülkelerden biriyiz. Bu tablo, iş güvenliği noktasında alınması gereken daha çok yolumuz olduğunu gösteriyor. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve işçilerimizin güvenliğinin sağlanması, devletin ve tüm işverenlerin önceliği olmalıdır. Alın terinin karşılığını almak herkesin hakkıdır.” ifadelerini kullanan Genel Başkanımız, alınan tedbirlerin yeterli olmadığını vurguladı.

Çayırhan Termik Santrali’nde yaşanan işçi sorunlarını da hatırlatan Genel Başkanımız, işçilerin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti. “İşçilerin emeklerinin karşılığını tam ve zamanında alması, iş güvenliğinin sağlanması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle, tüm maden işçilerimizi tebrik ediyor, onlara sağlıklı ve kazasız çalışma hayatı diliyorum.” dedi.

“Asgari ücrette artış, en az yıl sonu enflasyon oranında, yani yüzde 50 seviyelerinde olmalıdır.”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, asgari ücret artışıyla ilgili önerilerde bulundu ve yıl sonu enflasyon oranının altındaki zamların kabul edilemeyeceğini ifade etti. “Asgari ücret, işçinin evine ekmek götürmesini sağlayan temel bir gelir kaynağıdır. Enflasyonu tek haneli rakama düşürürsünüz asgari ücreti yılda bir kere belirlersiniz ama asgari ücret yüzde 40-50 seviyesindeyken yılda bir kere ocaktan ocağa asgari ücret tespit etmek asgari ücretle çalışan, maaşını asgari ücretle alan, sigortası asgari ücretten yatan işçilerimize büyük bir haksızlıktır. Diğer çalışan kesimlere siz yılda iki kez zam verirken, hem faal çalışanlar hem emekli olanlar, asgari ücretlileri yılda bir kere artışa mahkum ederseniz bu hem adaletsizlik olur hem haksızlık olur. Onun için enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde asgari ücret mutlaka ocak ve temmuz olmak üzere iki kere belirlenmelidir. Enflasyon oranı yüzde 48’ken, yüzde 20-30 oranında zam teklif etmek insafsızlıktır. İşçimizi enflasyona ezdirmemek için asgari ücrette artış, en az yıl sonu enflasyon oranında, yani yüzde 50 seviyelerinde olmalıdır. Bu, işçinin temel hakkıdır.” diye konuştu.

“Yıl sonu enflasyon oranında artış yapmazsanız işçiyi ezersiniz.”

MÜSİAD Başkanı’nın “Yüzde 25’ten fazlası yanlış olur” yönündeki açıklamasına sert tepki gösteren Genel Başkanımız, “Enflasyonun yüzde kırk sekiz, elli olduğu yerde asgari ücret yüzde yirmi beş artsın demek vicdansızlıktır, ahlaksızlıktır. Yıl sonu enflasyon oranında artış yapmazsanız işçiyi ezersiniz. Onun kirası, mutfak masrafı yüzde elli artarken, maaşı yüzde yirmi beş artarsa bu adalet midir?” ifadelerini kullandı.

Asgari ücretle çalışanların kira, gıda ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarının sürekli artan fiyatlar karşısında ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Genel Başkanımız, “Enflasyonu düşürmek için piyasaya hakim olmak lazım. Madem yüzde 25 artıracaksın, gıda fiyatlarını sabitle, kiraları sabitle. Bunun için asgari ücretlinin ekmeğine, maaşına, alın terine kimse dokunmasın ve haksızlık yapmasın. Artış da en az yıl sonu gerçekleşecek enflasyon rakamları boyutunda olmalıdır. Bu da tahminimize göre 25 binin üzerinde bir rakamdır.” şeklinde konuştu.

“Emeklilerimize yapılan bu haksızlığı kabul etmemiz mümkün değildir.”

Genel Başkanımız, emekli maaşları konusuna da değinerek, Temmuz 2023’te yapılan düzenlemelerin emeklilerde büyük hak kayıplarına yol açtığını bir kez daha ifade etti. “En düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL seviyesinde kalırken, gerçek enflasyon karşısında emeklilerimizin alım gücü erimiştir. Temmuz 2023’te kök maaş üzerinden yapılan düzenlemelerle milyonlarca emeklimiz mağdur edilmiştir. Bu yanlıştan dönülmelidir.” dedi.

Genel Başkanımız, emekli maaşlarının 17 bin 500 TL seviyesine çıkarılması gerektiğini belirtti ve şu ifadeleri kullandı: “Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 TL ama bu rakamın yeterli olmadığını herkes biliyor. Temmuz 2023’te yaşanan haksızlık nedeniyle emeklilerimizin maaşına önce 5 bin TL eklenmeli, ardından enflasyon farkı eklenerek bu rakam 20 bin TL’nin üzerine çıkarılmalıdır. Emeklilerimize yapılan bu haksızlığı kabul etmemiz mümkün değildir. Hak kayıplarını telafi etmek sosyal adaletin gereğidir.”

“Asgari Hane Geçim Rakamı Tespit Komisyonu kurulmalıdır.”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, gelir dağılımında adaletin sağlanması ve dar gelirli vatandaşların desteklenmesi için kapsamlı bir öneride bulundu. “Aynen ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ gibi bir ‘Asgari Hane Geçim Rakamı Tespit Komisyonu’ kurulmalı. Her ailenin geliri hesaplanarak ihtiyaç durumuna göre devlet desteği sağlanmalıdır. Gelir durumu düşük olan ailelere kira yardımı, doğal gaz yardımı ve gıda yardımı yapılmalıdır. Bu, sosyal devletin bir gereğidir.” dedi.

Genel Başkanımız, bu uygulamanın kaynak sorunu yaratmayacağını belirterek, “Devletin kaynakları doğru yönetildiğinde, bu tür sosyal destekler çok rahat bir şekilde sağlanabilir. Bugün doğal gaz ve elektrik sübvansiyonlarının önemli bir kısmı, yüksek gelirli kişilere gitmektedir. Zenginlerin sübvansiyonlardan faydalanması yerine, bu kaynaklar dar gelirli vatandaşlarımız için kullanılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“İhracatı destekleyecek, sanayiciyi rahatlatacak adımlar atılmalıdır.”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, sanayicilerimiz, küçük esnaf ve KOBİ’lerin finansmana erişim ve ekonomik dalgalanmalardan kaynaklı sorunlarına da değindi. “Sanayicilerimiz, yüksek faiz ve düşük kur politikasının getirdiği zorluklarla karşı karşıya. Bu durum ihracatçılarımızı zorlarken, ülkemizin dış ticaret dengesine de olumsuz yansımaktadır. İhracatı destekleyecek, sanayiciyi rahatlatacak adımlar atılmalıdır.” diye konuştu.

“Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli bir terör devleti kurulmasına müsaade edemeyiz.”

Suriye’deki gelişmelere ilişkin de önemli açıklamalarda bulunan Genel Başkanımız, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli terör örgütü PYD-YPG ve PKK’nın devletleşme çabalarına asla izin vermeyeceğimizi vurguladı. “Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli bir terör devleti kurulmasına müsaade edemeyiz. Türkiye, sınır güvenliğini ve bölgedeki masum halkın haklarını korumak için gereken tüm adımları atmalıdır. Biz, terörle mücadelede müzakere değil, mücadele edilmesi gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

“Biz aslında PKK ile değil CENTCOM ile savaşıyoruz.”

Suriye’deki son gelişmelerin ardından Türkiye’nin yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalma ihtimali olduğunu belirten Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Türkiye’nin bu konuda gerekeni yaptığını ifade etti. Genel Başkanımız, “CENTCOM oradan gitmeden Suriye’de iç barış da toprak bütünlüğü de sağlanmaz. Terör de bitmez. Biz aslında PKK ile değil CENTCOM ile savaşıyoruz. Onun için Türkiye bütün bu sınırları bu süreçte bütün bu bölgeleri kontrol altına almalı.” dedi.

Suriyeli mültecilerin dönüşüyle ilgili de kapsamlı bir plan öneren Genel Başkanımız, “Güvenli bölgeler oluşturulmalı, Halep, Humus ve diğer şehirlerde yaşam alanları hazırlanmalıdır. Mülteciler ancak bu şekilde kendi topraklarına dönebilir. Türkiye bu sürecin öncüsü olmalı ve uluslararası desteği de yanına almalıdır.” şeklinde konuştu.

“Türkiye şu anda kontrol ettiği bölgelerde yaşayanlara en şefkatli olan ülkedir.”

Suriye’deki Türkmen varlığını da korumamızın önemine dikkat çeken Genel Başkanımız, “Önceliğimizden birisi de oradaki Türkmen varlığını korumaktır. Irak’ta, Türkmeneli bölgesinde, Suriye’de de öyle. Sadece Türkmenler değil bütün mazlumlar, masumlar. Ama her millet gibi elbette ki soydaşımı önceleyeceğim. Türk’ü, Türkmen’i önceleyeceğim ama bunu öncelerken Araba, Kürt’e ya da başka bir milletten olana, hatta başka bir dinden olana zulüm edeceğim demiyorum. Tam tersine onlara da huzur, barış, özgürlük götüreceğim. Türkiye şu anda kontrol ettiği bölgelerde yaşayan Türkmen’ine de Arap’ına da Kürt’üne de Ezidi’sine de en şefkatli olan ülkedir. Hiçbir ayrım yapmamaktadır.” ifadelerine yer verdi.

“Kayyum atamaları konusunda İçişleri Bakanlığımızın kararlı duruşunu destekliyoruz.”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, terörle mücadele kapsamında belediyelere atanan kayyumlara ilişkin açıklamalarda bulundu. “Belediyelerde terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin faaliyet göstermesi kabul edilemez. Bu kişiler, devletin ve milletin kaynaklarını terör örgütlerine aktarmaktadır. Bu nedenle, İçişleri Bakanlığımızın anayasa ve yasaların verdiği yetkiyle kayyum atamalarını destekliyoruz.” dedi.

Genel Başkanımız, Van’da sözde belediye başkanına terör örgütü üyeliği nedeniyle verilen 8 yıl 1 ay hapis cezasını hatırlatarak, “Böyle bir kişinin belediye başkanlığı koltuğunda oturmasına asla izin verilemez. Derhal görevden alınmalı ve yerine kayyum atanmalıdır. Bu konuda İçişleri Bakanlığımızın kararlı duruşunu destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Belediyelere yönelik yapılan operasyonların önemine de değinen Genel Başkanımız, “Devletimiz, terörle mücadelede asla taviz vermemelidir. Mecliste, belediyelerde ya da başka bir alanda terörle bağlantısı olan herkese gereken hukuki işlem yapılmalıdır. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yargı süreçlerinin hızlandırılması da bu mücadelenin önemli bir parçasıdır.” diye konuştu.

“Milletvekilinin bir tane dokunulmazlığı olmalı; o da kürsü dokunulmazlığı.”

Milletvekillerinin dokunulmazlığı konusunda Genel Başkanımız, “Milletvekilinin bir tane dokunulmazlığı olmalı; o da kürsü dokunulmazlığı. Milletvekilli kürsüdeki hitabetinde ne söylerse söylesin ondan dolayı yargılanmamalı ama bir hırsızlık olayına karışıyorsa, terör örgütleri mensuplarıyla görüşüyorsa, teröre destek veriyorsa onunla ilgili niye dokunulmazlık onu korusun? Bu tür milletvekillerinin tamamının başta terörle iltisaklı olanların dokunulmazlıkları kaldırılsın. Zaten dokunulmazlığı kaldırılır kaldırılmaz milletvekili sona ermiyor. Yargılama izni verilmiş oluyor. Yargılansın, cezası kesinleşirse de milletvekilliği düşürülsün. Ama bizde tam tersi milletvekili olunca en ağır suçu bile işlese milletvekili olunca yargılama duruyor.” şeklinde eleştirdi.

“Devletimiz büyük bir gayretle yaraları sarmaya devam ediyor.”

Son olarak Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde meydana gelen 5.1 şiddetindeki depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Genel Başkanımız, Türkiye’nin depremle mücadelesine dikkat çekti. “6 Şubat depremlerinden sonra devletimiz büyük bir gayretle yaraları sarmaya devam ediyor. Kalıcı konutların hızla inşa edilmesi ve teslim edilmesi memnuniyet vericidir. 2025 sonuna kadar tüm depremzedelerimiz için kalıcı konutların teslim edileceğini biliyoruz. Bu süreçte emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum.” dedi.

Benzer Haberler
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici'nin 2023 yeni yıl mesajı.

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici'nin 2023 yeni yıl mesajı. konusu hakkında herşey için haberimizi okuyun.

Devamı..
ŞEHİT LİDERİMİZ MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN ŞEHADETİYLE İLGİLİ SORUŞTURMA DOSYASINA DAİR AÇIKLAMA

ŞEHİT LİDERİMİZ MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN ŞEHADETİYLE İLGİLİ SORUŞTURMA DOSYASINA DAİR AÇIKLAMA konusu hakkında herşey için haberimizi okuyun.

Devamı..
AYNI AŞKLA, AYNI İMANLA, AYNI DÜRÜSTLÜKLE, DOĞRULUKLA, YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ.

AYNI AŞKLA, AYNI İMANLA, AYNI DÜRÜSTLÜKLE, DOĞRULUKLA, YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ. konusu hakkında herşey için haberimizi okuyun.

Devamı..