Değerli Basın Mensupları,
Geçen haftaki basın toplantımızda, HDP’yle ilgili kapatma
davasını, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları açısından değerlendirmiştik.
Toplantımızda, “terör”, “ülkemizi hedef alan terör
eylemlerinin tarihçesi”, “terörün ülkemize maliyeti”, “terörün dış bağlantıları”,
“terörün arkasındaki odakların küresel ve bölgesel hedefleri”, “terörün
içerideki sivil görünümlü uzantıları”ndan bahsetmiştik.
Büyük Birlik Partisi’nin, kurulduğu günden bugüne,
bahsettiğimiz konulardaki bakışı, kanaatleri, tavrı ve tavizsizliği hiç
değişmedi.
Gönül rahatlığıyla ifade ediyorum; benim de saflarında
bulunduğum, 1993 yılında Büyük Birlik Partisi’ni kuran kadro, o tarihin çok
öncesinden itibaren, küresel emperyalizmin topraklarımızdaki faaliyetlerinin,
sömürünün, cinayetlerin, ekonomik, siyasal, sosyal müdahalelerinin hep farkında
ve karşısında oldu.
Her dönemde, gücümüzün sınırlarını zorlayarak, imkanlarımızın
çok ötesinde bir gayretle, milletimize, ülkemize, değerlerimize yönelen
saldırılarla mücadele etmeye çalıştık.
Yine gücümüzün sınırlarını zorlayarak, imkanlarımızın çok
ötesinde bir gayretle, gerçekleri, yaşadıklarımızı, milletimize anlattık,
anlatmaya devam edeceğiz.
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Vatandaşlarım,
Önceki gece, Mersin'in Mezitli ilçesindeki polisevimize, saat
22.45 sıralarında 2 PKK’lı terörist tarafından saldırıda bulunuldu.
1 polis memurumuzun şehit düştüğü, 1 polis memurumuzun ve 1
sivil vatandaşımızın yaralandığı saldırıda, 2 terörist etkisiz hale getirildi.
Saldırıda şehit olan kahraman polis memuru kardeşimiz Sedat
Gezer’e Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, güvenlik güçlerimize
ve milletimize sabır ve başsağlığı, yaralı polis memurumuza ve sivil
vatandaşımıza şifa diliyorum.
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Dava Arkadaşlarım,
Saldırıyla ilgili, benzerlerini daha önce de sayısız kez
yaşadığımız bazı detaylar var:
Bunlardan biri saldırı sonrasında HDP’nin yaptığı açıklama.
Saldırıyı, her zamanki gibi, teröre “terör”, teröriste
“terörist”, cinayete “cinayet”, ihanete “ihanet” bile diyemeyen; bu alçakça
saldırıyı, “seçim”, “provokasyon”, “siyasi hesap” gibi alçakça ifadelerle tevil
etmeye çalışan, alçakça bir açıklamayla geçiştirmeye çalıştılar.
Diğer sürpriz olmayan detay, kimliği tespit edilebilen
teröristin, daha önce “çalıştığı” iddia
edilen “basın kuruluşu görünümündeki
ihanet şebekesi”nin HDP’yle bağlantısı.
Bir başka detay, Türkiye’yi uluslararası alanda zor durumda
bırakmayı hedef alan iftira kampanyalarından birinin, “Türkiye’de gazeteciler tutuklanıyor!” propagandasının bir kez daha,
gerçek yüzünün görülmüş olması.
Bir başka detay, CHP’nin 2013 yılında hazırladığı “Dünyanın en büyük ‘gazeteci cezaevi’:
Türkiye” başlıklı, tutuklu gazeteciler raporunun, CHP’nin, CHP’nin
yörüngesindeki sözüm ona “sağ” partilerin Türkiye’yi nasıl bir uçuruma sürüklemeye
çalıştıklarının bir kez daha ortaya çıkmış olması oldu.
CHP’nin söz konusu raporu, “gazeteci”lere “terörist”
muamelesi yaptığı gerekçesiyle Türkiye’yi uluslararası kuruluşlara şikayet
ediyordu.
O rapordaki sözde “gazeteci”lerden biri, iki gün önce
Mersin’de polisevimizi uzun namlulu silahla taradı ve çantasındaki bombayı
patlattı.
Aynı vatan haini, CHP’nin “Gazetecilere terörist muamelesi
yapıyorlar” diye yabancı ülkelere şikayet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin
kahraman bir polisini şehit etti.
Herkes aklını başına alsın.
Mersin’de polisevi uzun namlulu silahlar ve bombalarla
saldırıya uğruyor, Mersin Belediyesi’nin, içinde bugün “Mersin Belediyesi Basın
Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı” olarak görev yapan, dünün “BDP
Toroslar İlçesi Eş Başkanı”nın da içinde olduğu 18 personeli gözaltına
alınıyor.
Anlaşılıyor ki PKK’nın partisi HDP, yerel seçimlerde Millet
İttifakının CHP’li adayına verdiği desteğin karşılığını ziyadesiyle almış.
Sonuç: Polisevine uzun namlulu silah ve bombalı saldırı, 1
şehit, 2 yaralı…
Değerli Arkadaşlar,
Hukuki süreci dikkatle takip ediyoruz.
Eğer, HDP destekli, CHP’li Mersin Belediyesi’nin 18
personelinden herhangi birinin, bu saldırıyla bağlantısı ortaya çıkarsa, CHP,
üç tane fazla oy almak, üç tane fazla belediye kazanmak için kurduğu kirli
ittifakların hesabını millete vermekle mükellef olacaktır.
Hep birlikte göreceğiz.
Bu arada, bu sabah, MİT’in, kırmızı kategoride aranan ve orman yangını eylemlerinden sorumlu olan PKK/KCK'lı Sabah Oğur'u, Suriye'nin Halep kentindeki operasyonla etkisiz hale getirdiği haberini aldık.Bu arada, bu sabah, MİT’in, kırmızı kategoride aranan ve orman yangını eylemlerinden sorumlu olan PKK/KCK'lı Sabah Oğur'u, Suriye'nin Halep kentindeki operasyonla etkisiz hale getirdiği haberini aldık.
Ellerinde HDP bayraklarıyla, sözde “çevrecilik” yapan
sahtekarlara ve onların masallarına inanan gafillere soruyorum:
“Orman
yakmak” ve “çevrecilik” ne kadar birbirine yakışıyorsa, “siz” ve “insanlık”
kelimeleri birbirine ancak o kadar yakışıyor.
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Kardeşlerim,
Yıllardır, HDP’nin faaliyetlerini devam ettirmesinin, “ağır
bir hukuk ihlali” olmasının yanında, ülkemiz için bir “güvenlik meselesi”
olduğunu dile getiriyoruz.
Konu ne olursa olsun, muhatabımız kim olursa olsun,
Türkiye’nin karşılaştığı her uluslararası problemde, Türkiye’nin düşmanlarının
gönüllü destekçilerini Meclis’imizde muhafaza ediyoruz.
Dünya, geçmişteki dünya savaşlarının öncesine çok benzeyen
bir süreci yaşıyor.
Bunun dışında, doğumuzda, Ermenistan’la Azerbaycan arasında,
yapılan ateşkese rağmen fiili bir savaş devam ediyor.
Komşularımız, her birinin etkisini ülke ve millet olarak bizim
de ağır bir biçimde hissettiğimiz problemler yaşıyorlar.
İran’da, rejimi temellerinden sarsacak bir iç çatışmanın
alarm sesleri duyuluyor.
Irak’ta, ABD'nin işgaliyle başlayan kargaşaya, her geçen gün
çözümü imkansız hale getiren yeni ve aşılamaz sıkıntılar ekleniyor.
Suriye’de, ilk hedefi Türkiye’nin toprak bütünlüğü olan
PKK’ya devlet kurdurulmaya çalışılıyor.
Yunanistan, her gün, her biri Türkiye’nin güvenliğini tehdit
eden, her biri uluslararası hukukun ve altında imzamızın bulunduğu
antlaşmaların ihlali olan, her biri savaş sebebi sayılacak adımlar atıyor.
Bu şartlarda, “devletten aldığı hazine yardımıyla
faaliyetlerini sürdüren”, “yönetimi, adayları, politikaları, söylemleri terör
örgütü tarafından belirlenen” HDP ise “ne yapayım da Türkiye’yi zayıf düşüreyim”
diye çırpınıyor ve bunu gizleme gereği bile duymuyor.
Bu şartlarda, CHP’nin liderliğindeki Millet İttifakı, 6’lı
masa, etrafımızı saran ateş çemberinin planlayıcılarıyla, “Türkiye’deki iktidar
değişikliği” projesinin müzakerelerini yürütüyor.
Maalesef karşı karşıya olduğumuz tablo bu...
Milletimizi hedef alan, birliğimizi hedef alan,
bağımsızlığımızı hedef alan, yıkıcı faaliyetlerin provokasyonlarına alet
olmamalıyız.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de zor günler yaşanıyor.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Milletin öz evlatları ve onların siyasetteki temsilcileri
olan Cumhur İttifakı kadroları, tüm zorlukları atlatacak güce de iradeye de
sahiptir.
Tümünü atlatacak, birlikte başaracağız...Tümünü atlatacak, birlikte başaracağız...